Yapılan araştırmaların sonucunda uzun süreli hafızanın bekçisi olarak adlandırılan bir anahtar molekül keşfedildi. Bu yeni keşif ile ileriki senelerde istenilen bilgiler kolayca hatırlanabilir. Yani uzun süreli hafıza bizlerle olabilir.
Edindiğimiz yeni bilgiler beynimiz sayesinde farklı biçimlerde saklanır. Bu bilgilerin bazıları yalnızca yakın zamanda kullanılır. Kısa süreli hafızaya aktarılmış olan bilgiler için de böylece yer açılmış olur. Uzun süreli bilgiler ise bundan daha farklıdır. Hayatımız boyunca hatırlayacak olduğumuz bu bilgiler beynimizin birkaç ek işlem gerçekleştirmesi ile kayıt altına alınır.
Bir bilginin kısa süreli hafızadan çıkıp uzun süreli hafızaya girmesi son derece karmaşık reaksiyonların art arda oluşmasıyla birlikte gerçekleşir. Uzun süreli hafıza içerisine kaydedilecek olan bilgilerin yolculuğu ise bir tecrübe edinme ya da durumun gerçekleşmesi ile başlar.
Tecrübe ya da durumun bize vermiş olduğu bilgi beynimizin ana nöron sistemini harekete geçirir ve böylece bilgilerin yer aldığı bölüme moleküler sinyaller iletilir. Bu sinyaller genetik kodun yer aldığı hücre çekirdeğine kadar taşınır ve böylece çekirdeğin aktifleşmesini sağlar. Aktif hale gelen çekirdek uzun süreli hafıza içerisine kaydedilecek olan bilginin yer aldığı sinir bağlantılarını güçlü hale getirir ve bu aşama sonrasında da bilgi uzun hafızaya aktarılmış olur.
Bu işlem görünüşte son derece basittir ancak son derece karmaşıktır ve bilinmezlerle doludur. İnsanın en önemli özelliklerinden biri olan hafızayı çok daha iyi bir hale getirmek isteyen bilim adamları istediğimiz bilgilerin uzun süreli hafıza içerisine aktarılmasını sağlayabilmek için uzun süreli hafızayı tetiklemek için çalışmalar sürdürüyor. Hücre çekirdeğine giden moleküler sinyalin ne olduğu henüz bilim adamları tarafından bilinmiyordu ancak bu moleküler sinyal yakalanmış olabilir.
Pekin’de yer alan Yi Zhong of Tsinghua University’de görevli olan araştırmacılar yapmış oldukları deneyler ile meyve sineklerinin uzun süreli hafızasına etki etmeyi başarmış durumda. Bu küçük canlıların hücre çekirdeklerine uzun süreli hafıza oluşumunu tetikliyor olan moleküler sinyalleri göndermeyi başaran araştırmacılar sineğin hafızasının içine istedikleri bilgiyi sokmayı başardı.
Meyve sineklerinin hafızasını tetikleyen importin-7 adlı proteinin kullanıldığını söyleyen araştırmacılar sinekleri son derece ilginç bir teste tabi tutmuş. Hafızası bu protein ile güçlendirilmiş olan sinek ile importin-7 verilmemiş bir sineği kenarlarında küçük elektrik akımları bulunan bir çemberin içine koyulmuş. Hafızası güçlendirilmiş olan sinek çemberi kenarında elektriğin olduğunu bildiği için akımdan uzak durmuş ancak diğer sinek defalarca elektriğe maruz kalmış.
Bir diğer testte ise meyve sinekleri T şeklinde bir labirente koyulmuş. Bu labirentin her iki tarafından farklı kokular verilmiş ve sineklerin de bu kokulara yönlenmesi sağlanmış. Labirentteki kokulardan biri sineklerin daha önce gittiği ve elektrik akımına maruz kaldığı kokuyu temsil etmekteymiş. Tahmin edeceğiniz üzere bu testte de importin-7 proteini almış olan sinekler elektrik şokunu temsil etmekte olan bu kokudan uzak durmuş ve başarılı olmuş.
Araştırmacıların açıklamalarına göre insanlar da kendi importin-7 proteinlerine sahip. İlerleyen senelerde uzun süreli hafıza adına bu anlamda bazı deneyler yapılacağını da söyleyen araştırmacılar sineklerde gelişen olayların insanlarda da gelişmesini bekliyor. Eğer bu durum gerçekleşirse insanlar küçük bir hap sayesinde o an hafızada yer alan bilgilerin uzun süreli hafızaya aktarılmasını sağlayabilecek. Ancak elbette şu anlık bunlar yalnızca düşünceden ibaret. Bakalım bu husustaki gelişmeler nasıl olacak?